Doğum sonrası kanamanın her doğum yapmış kadında görülebileceğini, Dünya Sağlık Örgütü'nün kanama miktarı olarak 500 cc'yi geçen kan kaybında önlem alınması gerektiğini bildirdiğini kaydeden Op. Dr. Aslı Alay, "Genellikle kanamanın belirtileri olan çarpıntı, tansiyon düşmesi, baş dönmesi, terleme gibi sıkıntılar 1 litre kan kaybı sonrasında başlar. 500 cc'ye kadar olan kanama normal kabul edilmektedir. Ancak gebelik sırasında her kadın yeterli demir, folik asit, B vitamini desteği almalı, yeterli beslenmeli ve depolar dolu bir şekilde doğuma hazırlanmalıdır. Doğum her kadında, kadının her gebeliğinde farklıdır. Her bebeğin ayrı bir doğum hikayesi vardır. Biz kadın doğum hekimleri her gebemizin nasıl doğuracağını, hangi doğum şekli ile bebeğimizin geleceğini öngöremeyiz. Her an farklı bir klinik bulgu ile karşılaşabiliriz" diye konuştu.
Op. Dr. Aslı Alay, zorunlu hizmet sırasında birçok kadın doğum uzmanı ameliyathane olmayan sadece doğumhane olarak nitelendirilen odalarda doğum yaptırmak zorunda kaldığını kaydederek, "Bir kadın doğum hekimi için en büyük zorluk bu şartlarda çalışmaktır. Bir bebek doğum kanalından çıkmadan onun nasıl doğacağını tahmin edemeyiz, öngöremeyiz. Doğum hekimliğinde her an herşey değişebilir. Doğum kanalında sıkışan ve bunu kalp atışlarında değişiklikle gösteren bebek acil sezaryan ile dünyaya getirilebilir. Yani doğum yapılan bir sağlık kuruluşunda her imkan olmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre doğumların yüzde 10'unda kanama miktarı normalden fazladır. Anne ölümlerinin yüzde 28'i kanama nedeni ile olmuştur" ifadelerini kullandı.
Op. Dr. Alay, ileri anne yaşı (35 yaş sonraki gebelikler), Asya kökenli kadınlar, obezite, gün aşımı gebelik, bebeğin iri olması, çoğul gebelik, 5 ve daha fazla gebelik geçirme, daha önceki doğumlarında aşırı kanama olan kadınlar, sistemik hastalıklar: diyabet, bağ dokusu hastalıkları, kan hastalıkları, uzamış doğum eylemi, anne karnında enfeksiyonun doğum sonrası kanamaya neden olan faktörler olduğunu söyledi.
Her gebenin risk faktörleri açısından değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren Op. Dr. Alay, "Doğum yapacak her kadının kan grubu bilinmeli gerekli kan tetkikleri yapılmalı, risk grubunda ise mutlaka kan bankasından kan ürünleri istenmelidir. Doğum sonrası kanama her gebede olabileceği düşünülerek tıbbi donanımın uygun olduğu hastanelerde doğum yapılmalıdır. Tabip odası, jinekoloji ve obstetrik derneklerinin de desteklediği örnekleri de bulunan acil obstetrik kanama ekibinin her ilimizde olması, kan bankalarının bu kuruluşlara her türlü desteği vermesi ile anne ölümleri azaltılabilecektir" dedi.