Yenidoğandaki en önemli sorunlardan biridir. Çok büyük bir sağlık problemidir. Yardımcı üreme yöntemleri ve çoğul gebelikler arttıkça daha büyük bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Erken doğum nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Birçok faktör üzerinde durulmuş ama tam bir neden bulunamamıştır. Rahim ağzı yetmezliği, enfeksiyon, diyabet, anatomik sorunlar, hipertansiyon, çoğul gebelikler risk faktörleridir. Ayrıca stres de erken doğumda bir risk olup, stresi ölçmenin karmaşıklığı nedeni ile erken doğum ile arasındaki bağlantı tam olarak anlaşılamamıştır.
Preterm Doğum Nedir?
Preterm yani prematüre bebek 37. hafta öncesinde gerçekleşen doğumları ifade eder. Normal doğum zamanından 3 hafta kadar önce doğan prematüre bebeklerin kaçıncı haftada doğduklarına göre yapılan sınıflandırma şu şekildedir:
- Geç prematüre doğum: 34. ve 36. hafta arasında gerçekleşen doğumlar bu gruba dahildir. Çoğu erken doğum olayı bu haftalarda gerçekleşir.
- Orta prematüre doğum: 32. ve 34. haftalar arasında gerçekleşen doğumlar bu grupta yer alır.
- Erken (Aşırı) Prematüre Doğum: 32. haftadan önce gerçekleşen doğumlar aşırı erken doğum olarak isimlendirilir.
Preterm Doğum Sebepleri
Erken doğum olarak da isimlendirilen preterm doğumlar tek bir sebebe bağlı olmadan aniden gerçekleşebilir. Bazı durumlarda doktor anne ve bebek sağlığını korumak adına doğumu erken bir haftada başlatabilir.
Şu durumlar preterm doğumun sebepleri olarak sıralanabilir:
- Çoğul gebelikler
- Plasentanın doğuma engel olacak şekilde konumlanması
- Rahim ağzı yetmezliği
- Kronik hastalıklar
- Enfeksiyonlar
- Alkol ve sigara tüketimi
- Gebelik Zehirlenmesi
- Yetersiz sıvı alma
- Vajinal Kanama
Preterm Doğum Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Preterm doğumdan sonra yani erken doğan bebeğinizi kucağınıza aldıktan sonra yapılacak bakım oldukça önemlidir. Preterm doğum sonrası dikkat edilmesi gerekenler şu şekilde sıralanabilir:
- Bebeğin beslenmesi sırasında biberonun akış hızı ayarlanmalı ve bebek 45 derecelik açıda tutulmalı. Çene kasları tam gelişmeyen çok erken gebeliklerde bir uzmandan destek alınmalıdır.
- Bebeğin beslenmesi, aldığı gıda ve yaptığı kaka ve idrar miktarı saatleri ile birlikte not alınmalıdır.
- Bebeğin bulunduğu ortam 23-25 derece sıcaklık aralığında olmalıdır.
- Bebeğin bulunacağı ortam temiz olmalı ve çocukla temas eden kişiler sağlıklı ve temiz durumda olmalıdır.
Normal Gebelikte İnsan Vücudunda Kan Tablosunda Değişiklikler
Gebelikte 32. haftadan sonra ortalama kan hacmi %40 ile %45 oranında artar. Artış her kadında farklıdır. Bu artış bebeğin beslenmesini sağlamakta ayrıca doğum sırasında oluşacak kan kaybına karşı anneyi korumaktadır. Kan hacmindeki artış hem kan hücrelerinde hemde sıvı miktarında olmaktadır. Ancak kanın su düzeyinde daha fazla artış olmaktadır. Bu nedenle gebelikte demir desteği zorunludur. Gebelikte demir desteği yapılmazsa bile fetüs gerekli demir gereksinimini anneden alır. Anne normal doğum sırasında yaklaşık 500-600 cc kan kaybeder. Sezeryan doğumda ise yaklaşık 1000 cc kan kaybı olur.
Gebelikte kalp ve damar sisteminde belirgin değişiklikler olur. Bu değişiklikler ilk 8 haftadan itibaren belirgin hale gelmektedir. Gebelik boyunca nabız da artar. Çoğul gebeliklerde ise kan hacmi ve nabız daha fazla artar. Gebe bir kadında sırt üstü yatar pozisyondan sol yan pozisyon döndüğünde kan akımı yaklaşık %20 oranında artar. Pozisyondaki değişiklikler annedeki kan basıncını etkiler. Genellikle kan basıncı 6 . gebelik ayında en düşüktür. Gebeliğin ilerleyen haftalarında büyüyen fetüs etkisi ile damarlara olan bası bacaklarda ödem, varis ve hemoroidlere neden olmaktadır. Kadınlarda sırt üstü yatarken karın içinde büyük damarlara olan baskı tansiyon düşmesine neden olmaktadır
Bebeğin büyümesi ile mide ve bağırsaklar yer değiştirir. Mide boşalma zamanı uzar. Midede yanma çok yaygın görülen bir şikayettir. Ayrıca gebelikte safra kesesinin boşalımı azaldığı için gebelikte safra taşı sıklığı artmaktadır.